Federal çözüm ve ya ilhak!

 Federal çözüm ve ya ilhak!

[ad_1]

Kıbrıs barışında en güçlü çözüm formülü olarak Kıbrıslı Türkler “federasyon”, Türkiyeli göçmenler “ilhak” diyor
 

‘Bölünme’den herkes rahatsız

Ankete katılan Kıbrıslıların yüzde 60.4’ü ve Türkiyelilerin yüzde 51.9’u “Kıbrıs adasının bölünmüş olması beni rahatsız eder” cevabını verdi

Ciddi ‘kutuplaşma’ var

Kıbrıslı ve Türkiyeli göçmenler içindeki çoğunluk, iki grup arasındaki ilişkiyi “kötü” ve ya “çok kötü” olarak tanımladı. İlişkilerin iyi olduğunu düşünenlerin oranı sadece yüzde 5

Kıbrıslı Türklerin % 62’si ‘Kuzey Kıbrıs’ı, % 31’i Kıbrıs’ın tümünü vatan olarak görüyor; Türkiyeli göçmenlerin % 56’sı vatanları olarak Türkiye’yi tanımlıyor. Türkiye’yi vatanı olarak gören Kıbrıslı Türklerin oranı sadece % 5,8. Türkiyeli göçmenlerin % 93,9’la neredeyse hiçbiri adanın bütününü vatanları olarak görmüyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanların farklı siyasi ve sosyal meselelere yönelik tutumlarının araştırıldığı anketin sonuçları, özellikle yerli Kıbrıslı Türkler ile 1974’ten sonra adaya gelen Türkiyeli göçmenler arasındaki farklılık ve benzerlikleri ortaya koydu.

Ankete katılan Kıbrıslıların yüzde 60.4’ü ve KKTC yurttaşı Türkiyelilerin yüzde 51.9’u “Kıbrıs adasının bölünmüş olması beni rahatsız eder” dese de Kıbrıs sorununun çözümünde “federasyon” Kıbrıslı Türkler arasında en çok tercih edilirken, “ilhak” Türkiyeli göçmenlerin olup için en popüler seçenek oldu.

Ankete katılan her iki gruptaki çoğunluk, Kıbrıslılar ve adada yaşayan Türkiyeli göçmenler arasındaki ilişkiyi “kötü” ve ya “çok kötü” olarak tanımlarken, her yirmi kişiden sadece birinin bu ilişkinin “iyi” ve ya “çok iyi” olduğunu söylemesi düşündürücü sonuçlardan biri olarak dikkat çekiyor.

Bilimsel çalışma, ciddi sonuçlar

Akademisyenler Sertaç Sonan, Ebru Küçükşener ve Enis Porat, 1665 kişiyle yaptıkları ve vatandaşların Kıbrıs’ın kuzeyindeki farklı siyasi ve sosyal meselelere yönelik tutumlarını ortaya çıkaran anketi, “Kuzey Kıbrıs’ta Siyaset ve Toplum: Bir Anket Çalışması” başlığıyla raporladı.

Kıbrıs Türk medyasında ilk kez YENİDÜZEN’de yer alacak bu çalışma üç bölümde yayımlancak.

Anket çalışmasına dayananan rapora göre çalışmada, özellikle, yerli Kıbrıslı Türkler ile 1974’ten sonra adaya gelen Türkiyeli göçmenler arasındaki farklılık ve benzerliklere odaklanıldı.

Anket sonuçları, bir takım temel siyasal ve sosyal konularda, iki grubun tutumlarında ciddi farklılıklar olsa da, bazı konularda önemli benzerliklerin de gözlemlenebileceğine işaret ediyor.

Rapor, bir anket çalışmasını esas alarak, Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyaset ve toplumun farklı yönlerine ışık tutmayı hedefliyor. Araştırma, Kıbrıs ile ilgili çalışmaların çoğunun aksine, Kıbrıs sorununa ve ülkedeki iki ana etnik topluluk olan Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasındaki bölünmeye değil bu toplumlardan bir tanesinin kendi içerisindeki bölünmenin farklı boyutlarını incelemeye odaklanıyor.

Ankete katılan Kıbrıslı Türkler “Kıbrıslılıklarını” vurgulama eğilimindeyken, göçmenler arasında “Türklük”, kimliğin baskın unsuru olarak dikkat çekiyor. Bulgular, beklenen doğrultusunda göçmenlerin Kıbrıslı Türklere göre çok daha dindar olduğunu gösterdi.

Kıbrıslı Türkler ile göçmen Türkler arasında en yakın alan, demokratik değerlere güçlü bağlılık ve askeri yönetme karşı hoşnutsuzluk oldu.

Her iki gruptaki ezici bir çoğunluk “diğer insanlara” güvenmeme eğilimini ortaya koydu.

İdeolojik olarak, Kıbrıslı Türklerin genel olarak sola doğru meylettiği görülürken, göçmenlerin genel eğiliminin sağa doğru olduğu ortaya çıktı.

Kıbrıslı Türkler genel olarak daha eşit bir temele dayanan bir ilişki modelini desteklerken ve Ankara’nın KKTC’nin iç işlerine karışmasından rahatsızlık duyma eğilimindeyken, göçmenlerin çoğunluğu asimetrik “anavatan-yavru vatan” ilişkisinden ve Türkiye’nin KKTC politikalarından rahatsızlık duyuyor.

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik tutumlarda ise Kıbrıslı Türkler arasında en çok tercih edilen seçenek federasyonken Türkiye tarafından ilhak edilmek en çok karşı çıkılan seçenek oldu.

Bunun aksine, ilhak, Türkiyeli göçmenler arasında en popüler seçenekken, federasyon ise en karşı çıkılan seçenek olarak ortay çıktı.

Metodoloji ve örneklemin demografik profili

20 Ocak-3 Şubat 2018 tarihleri arasında 1665 KKTC vatandaşıyla Lipa Danışmanlık tarafından yüz yüze görüşme yöntemiyle oluşturulan ankete dayanan rapor, Kıbrıs ve Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının belirli siyasi ve sosyal meselelere yönelik tutumlarının karşılaştırmalı bir analizini sunuyor.

Friedrich-Ebert-Stiftung Kıbrıs Ofisi tarafından finanse edilen anketteki örneklem en az bir ebeveyni 1974’ten önce Kıbrıs’ta doğmuş “Kıbrıslı Türkler” ve kendileri ve/veyahut her iki ebeveyni de Türkiye’den olan “göçmenler” olarak gruplandırıldı.

 


Kimlik bölünmesi dikkat çekiyor

“Kendinizi öncelikli olarak nasıl tanımlarsınız?” sorusunun yanıtı derin kimlik bölünmesini ortaya koydu. Kıbrıslı Türkler “Kıbrıslı”, Türkiye’den göçmenler “Türklük” kimliğini öne çıkardı.
 

 

t3-078.jpg

“Kuzey Kıbrıs’ta Siyaset ve Toplum” raporu için oluşturulan anket “Kendinizi öncelikli olarak nasıl tanımlarsınız?” sorusuyla başlıyor. Bu soruya verilen cevaplar, iki grup arasındaki derin kimlik bölünmesini açıkça ortaya koyuyor.

Anketi yanıtlayan Kıbrıslı Türklerin yüzde 55,6’sı kendilerini “Kıbrıslı Türk” olarak tanımlarken, yüzde 33,7’si kendilerini sadece “Kıbrıslı” olarak gördüklerini söyledi. Yani Kıbrıslı Türk gruptakilerin yüzde 89,3’le ezici çoğunluğu “Kıbrıslılıklarını” vurguladı.

Öte yandan Türkiyeli göçmenlerin yüzde 53’lük çoğunluğu kendilerini öncelikli olarak “Türk” olarak tanımladı. Bu gruptakilerin sadece yüzde 27’si “Türklüklerine” ek olarak “Kıbrıslılığı” belirtme gereği duydu ve kendilerini Kıbrıslı Türk olarak tanımlamayı seçti. Kıbrıslı Türkler “Kıbrıslılık”a vurgu yaparken, Türkiyeli göçmenlerin vurgusu “Türklük” üzerine oldu.

Kıbrıslı Türklerin sadece yüzde 5,8’i kendilerini sadece “Türk” olarak tanımlarken, kendilerini sadece “Kıbrıslı” olarak tanımlayan Türkiyeli göçmenlerin oranı yüzde 4,5’te kaldı.

Çalışmayı yürüten akademisyenler bu durumun, Kıbrıslı Türkler için Türklüğün kendi başına, Kıbrıslılıktan bağımsız olarak, önemli bir konuma sahip olmadığını gösterdiğini belirtiyor.

Anket sonuçları açıkça Kıbrıslı Türklerde adaya, toprağa, coğrafyaya ve Kıbrıslılığa bağlılık olduğunu gösteriyor. Öte yandan, Türkiyeli göçmenler arasında güçlü bir etnik kimlik veyahut “Türklüğe” ait olma duygusu bulunuyor.

Her iki gruptaki sadece küçük bir azınlık kendilerini dini kimlikleriyle özdeşleştirmeyi tercih ederken Türkiyeli göçmenlerin yüzde 13,3’ü “Müslüman” olduklarını söyledi; bu oran Kıbrıslı Türkler için yüzde 3,5’le daha da düşük kaldı.

Akdemisyenlerin bu sonuca ilişkin yorumu şöyle:

“Etnik olarak heterojen olan veyahut göçmen kökenli çok sayıda vatandaşı barındıran toplumlarda, ‘vatan’ olarak benimsenen yer kimlik algısının tamamlayıcı bir göstergesidir.

‘Vatanınız olarak nereyi tanımlarsınız?’ sorusuna verilen cevaplara bakıldığında, kimlik algısındaki farklılıkların grupların mekânsal aidiyet duygusu üzerinde doğrudan etkisi olduğu gözlemlenmektedir. Burada verilen cevaplar ile bir önceki soruya verilen cevaplar arasında bir paralellik vardır.”

Türkiyeli göçmenlerin % 56’sı vatanları olarak Türkiye’yi tanımlıyor

Anketin sonuçları açıkça, Kıbrıslı Türk ve göçmen grupların vatanları olarak farklı yerleri kabullendiklerini gösteriyor.

Kıbrıslı Türklerin yüzde 62,2 ile büyük bir çoğunluğu “Kuzey Kıbrıs”ı vatanı olarak görürken, yüzde 31’i kuzey kısmının ötesine geçerek tüm Kıbrıs adasını vatanı olarak tanımladı. Türkiye’yi vatanı olarak gören Kıbrıslı Türklerin oranı sadece yüzde 5,8.

Türkiyeli göçmenlerin % 56’sı vatanları olarak Türkiye’yi tanımlıyor.

Rakamlar, yüzde 93,2 gibi yüksek bir oranla neredeyse tüm Kıbrıslı Türklerin adaya olan bağlılıklarını ifade ettiklerini ortaya koydu.

Öte yandan Kıbrıslı Türklerin neredeyse üçte ikisi bütün ada yerine Kıbrıs’ın sadece kuzeyini vatanı olarak tanımladı. Bu tutum araştırmayı yürüten akademisyenlerce “iki bölgelilik” ilkesinin Kıbrıslı Türkler tarafından güçlü bir şekilde içselleştirildiğinin bir işareti olarak yorumlandı.

“Vatanınız olarak nereyi tanımlarsınız?” sorusuna Türkiyeli göçmenlerin yanıtları farklı bir tablo ortaya çıkarıyor. Bu gruptaki nüfusun yüzde 59,7’yle bariz çoğunluğu, kendilerini Türkiye’ye bağlı hissediyor.

Diğer taraftan, göçmenlerin yaklaşık üçte biri ise, vatanı olarak Kuzey Kıbrıs’ı seçerek, buraya aidiyet beslediğini gösterdi. Türkiyeli göçmenlerin yüzde 93,9’la neredeyse hiçbiri adanın bütününü vatanları olarak görmüyor.
Araştırmayı yürüten akademisyenler bu sonucu “oldukça anlaşılır” diye niteledi ve coğrafi bölünmeyi takiben 1974’ten sonra adaya gelen bu grubun adanın güneyiyle hiç teması olmadığını anımsattı. Nisan 2003’te kontrol noktalarının açılmasına rağmen Türkiyeli göçmenlerin çoğunun güneye geçememesi de ilaveten araştırmaya not düşüldü.
 

Buradaki tek istisnanın Kıbrıslı Türklerle evli olanlar ve bu karma evliliklerden doğan çocuklar olduğunu kaydeden akademisyenler iki gruba, bir siyasi varlık olarak KKTC’ye bağlı olup olmadıklarını sorduklarında her iki grupta ezici çoğunluğun “evet” yanıtını verdiğini kaydetti.

 


Kıbrıslı Türkler ve Türkiyeli göçmenler birbirini nasıl tanımlıyor?

Adanın kuzeyinde ayrı bir bölünme

t2-145.jpg

t1-153.jpg

Ankette her iki gruba, diğer grubu nasıl tanımladıkları da soruldu ve sonuçlar, her iki grubun da birbirlerine, büyük oranda, “güvenilir” ve “dost canlısı” gibi olumlu özellikler atfettiklerini gösterdi.

Kıbrıslı Türkler arasında her üç kişiden biri göçmenleri “farklı” olarak tanımladı; göçmenlerin de yüzde 18’i diğer grup için aynı şeyi söyledi.

Buna rağmen, iki grup arasındaki ilişkiyi değerlendirmeleri istendiğinde, her iki grupta da sadece yaklaşık yüzde beşlik bir kesim, ilişkinin iyi veyahut çok iyi olduğunu söylerken, çoğunluk, gruplar arasındaki ilişkinin kötü veyahut çok kötü olduğunu ifade etti.

Akademisyeler Sertaç Sonan, Ebru Küçükşener ve Enis Porat’ın bu bölümdeki sonuçlara dair yorumu şöyle:

“Bu bölümde sunulan anket sonuçları, Kıbrıslı Türklerin kendilerini etnik kökenlerinden ziyade Kıbrıs ve Kıbrıslılıkla özdeşleştirme eğiliminde olduğunu gösterirken, göçmenlerin çoğunluğunun ise Türkiye’yi ve Türklüğü kimliklerinin önemli bir unsuru olarak gördüğüne işaret etmektedir. Aynı zamanda, her iki gruptaki büyük çoğunluğun siyasi bir varlık olarak KKTC’yle güçlü bir bağa sahip olduğu görülmektedir. Dikkat çekici bir şekilde, her iki grup da birbirlerini olumlu sıfatlarla tanımlasalar da, iki grubun çoğunluğu aralarındaki ilişkiyi kötü olarak tarif etmiştir.”

 


Yarın:

  • Cami ve ilahiyat koleji konusunda keskin fikir ayrılığı var
  • Kimi lider görüyor, hangi hükümete güven duyuyorlar?

yd-destek-gorseli-026.jpg

[ad_2]

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın